TR
  • English
  • Türkçe
  • العربية
  • русский язык
  • українська
  • Deutsch
  • español, castellano
  • Français
  • gör

    Denizli

    Hierapolis Antik Kenti

    Roma ve Bizans dönemlerinde antik bir kaplıca kenti olan, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Hierapolis, Denizli şehir merkezine 20 km uzakta yer almaktadır. Bu bölge ılık, mineral bakımından zengin sularla dolu dünyaca ünlü bir kalsit traverten harikasına ev sahipliği yapan Pamukkale olarak biliniyor. Pamukkale popüler bir termal merkezdir; kalsiyum ve demir açısından zengin sularının iyileştirici özelliklere sahip olduğuna inanılıyor. Pamukkale'nin yukarısında bulunan antik kent, MÖ 2. yüzyılda Bergama Kralı II. Eumenies tarafından kurulmuş ve antik Pergamum'un efsanevi kurucusu Telephos'un eşi Hiera'nın adını onurlandırdığına inanılmaktadır.

    Ilık, mineral bakımından zengin sularla dolu kalsit travertenleri (veya terasları) ile ünlü Pamukkale, kaplıcaları sayesinde öne çıkıyor. Pamukkale'nin bulunduğu bölge, Lykos (Çürüksu) Vadisi kaynaklı kaplıcaları ile özel bir yapıya sahiptir. Hierapolis'te hamamları, tapınakları ve antik tiyatro kalıntılarını görebilirsiniz. Mısır Kraliçesi'nin banyo yaptığı rivayet edilen bir kaynak olan Kleopatra Havuzunda yüzebilirsiniz.

    Hz.İsa’nın on iki havarisinden biri olan Aziz Philippus’un öldürüldüğü kent olan Hierapolis, Hristiyanlık açısından kutsal yerleşim yerlerinden biridir. M.S.4. yüzyılda din merkezi ilan edilmiş, Bizans döneminde Piskoposluk merkezi olmuştur. Antik kent içinde yapılan kazı çalışmaları sonucunda çıkarılan Aziz Phillipus’un Mezarı ve Martyrium’u Hristiyanlığın kutsal yapılarındandır.

    Hierapolis Antik Kenti içinde yer alan eski Roma Hamamı günümüzde Hierapolis Arkeoloji Müzesi’ne dönüştürülmüştür. Hierapolis ve yakın çevresinden çıkarılan çeşitli arkeolojik buluntuları müzenin travertenden yapılı taş bloklu salonlarında ziyaret edebilirsiniz.

    Plutonium

    Hierapolis Antik Kenti içerisinde gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda Plutonium Kutsal Alanı (Cehennem Kapısı) ve antik dünyada“ölüler ülkesine geçiş kapısı” olarak kabul edilen mağaranın girişi gün yüzüne çıkarılmıştır. Pagan inanışının hakim olduğu Antik Çağ’da Hierapolis, “Kutsal Kent” anlamına gelmektedir. Bu isim; içinden termal suların ve kendisine yaklaşan canlıların ölümüne neden olan gazın (karbondioksit) çıktığı bir mağaranın mevcudiyetinden gelmektedir. Bu özelliklerinden dolayı mağara, Tanrı Pluton ve eşi Persophone’nin hüküm sürdüğü yeraltı dünyasının girişi olarak kabul edilmiştir. Mağara etrafına, Antik Dönem’de büyük bir turistik ziyaret mekânı olan ve M.Ö. 1. yüzyıl ve M.S. 3. yüzyıl arasında inşa edilmiş olan bir kutsal alan yerleştirilmiştir. Bu kutsal alanın ziyaretçileri arasında, en ünlüleri olarak Cicero, İmparator Hadrian ve Caracalla, Filozof Damascius bulunmaktadır. Ziyaretçiler mağaranın içine kuşları bırakmakta ve bunlar hemen gazdan zehirlenerek ölmekteydiler.

    Plutonion Kutsal Alanı (Cehennem Kapısı)’nda 2013 yılı kazı sezonunda gerçekleştirilen kazı çalışmaları neticesinde gün ışığına çıkartılan yapı kompleksi dünyada eşsiz bir sit alanını oluşturmaktadır. Kazılarda ünlü Pamukkale traverten havuzlarının oluşmasını sağlayan termal suların orijinal kaynağının gün ışığına çıkartılmasını sağlamıştır. Ayrıca, yaklaşan küçük hayvanların ve kuşların ölmesine neden olan karbon anhidrid gazının çıktığı mağaranın etrafına kurulan kutsal alanın keşfedilmesini sağlamıştır.

    Kazıda elde edilen en değerli eserler arasında Helenistik zamanda yapılmış, özel saç sistemi ve altın küpe takmak için kulağında iki delik olan tanrıça Aphrodite’ ye ait mermer bir baş ve mermer Dionysos Heykeli bulunmaktadır. Ayrıca en olağanüstü buluntu ise sudan çıkartılan, mağaranın girişini koruyan biri mermer yılan heykeli ikincisi ise mermer Kerberos heykelidir.

    Mermer Kerberos heykeli 1,30 m. yüksekliğiyle büyüklük olarak dünyada eşsiz bir eser olan üç başlı “Hades’in Cehennem Köpeği” mitolojiye göre Cehennem’ in Kapısı’ nda durmaktadır.

    Laodikeia Antik Kenti

    Anadolu'da M.Ö. 1. yüzyılda Roma döneminin önemli bir kenti olan kent, bu döneme ait büyük eserlere ev sahipliği yapıyor. Denizli şehir merkezine arabayla yaklaşık 20 dakika mesafede bulunan Laodikeia antik kenti, tarihin en büyük ticaret merkezlerinden biri olma özelliği ile görülmesi gereken yerler arasında.

    Antik coğrafyada Frigya, Lidya, Karya bölgelerinin kesişim bölgesindeki Lykos (Çürüksu) Vadisinin ortasında yer alan kent, Seleukoslar Kralı II. Antiokhos Teos tarafından eşi kraliçe Laodike adına, Lykos Irmağı’nın güneyinde kurulmuştur. Antik kaynaklarda daha çok “Laodikeia ad Lykum (Lykos’un kıyısındaki Laodikeia” olarak geçmektedir.

    Hristiyanlık dünyası için büyük önem taşıyan Laodikeia, M.S. 4. Yüzyıldan itibaren “kutsal hac merkezi” olma özelliğine sahip olmuştur. İncil’de adı geçen ve Anadolu’nun yedi ünlü kilisesinden biri olan Laodikeia (Hac) Kilisesi burada bulunmaktadır.

    Laodikeia’nın günümüze kadar ulaşan önemli yapıları arasında, Anadolu’nun en büyük stadyumu, tiyatroları, dörthamam kompleksi, agoraları, Nympheumu, anagirişkapısı, meclisbinası, tapınakları, kiliseleri ve anıtsal caddesi yer almaktadır.

    Laodikeia Antik Kenti UNESCO Dünya Geçici Miras Listesi’nde yer almaktadır.

    Tripolis Antik Kenti

    Büyük Menderes Nehri’nin kıyısında, Lykos (Çürüksu) Ovası’nın kuzey doğusunda kurulan Tripolis Antik Kenti, bugünkü Denizli ilinin Buldan ilçesi sınırlarında yer almaktadır. Helenistik Dönem’de Frigya, Karya ve Lidya Bölgeleri’nin kesişim noktasında kurulan kentin ilk adı Apollonia olmuş, kısa bir dönem boyunca Antoniopolis ismi ile anılmıştır. M.Ö. 1. yüzyılda üç bölgenin halklarının yerleşim yeri olması nedeniyle Tripolis adını almıştır. Kuruluş biçimiyle ve şehircilik anlayışı ile yörenin en zengin kentleri arasında yer sayılan Tripolis, en görkemli çağını Roma Dönemi’nde yaşamıştır. Antik kentte bulunan tiyatro, stadyum, hamam, Gymnasium, Nymphaeum, agora gibi kamu binaları ve sivil mimariye ait diğer yapılar, Antik dönemde insanların doğa, çevre, şehir planlaması, estetik ve mimari ile ilişkisini günümüze taşıyan önemli bilgiler içermektedir.

    Denizli’nin Kalemişi Camileri

    Baklan Boğaziçi Camisi

    Baklan ilçesi Boğaziçi Mahallesinde bulunan Eski Cami, tahminen 1772 yılında (Hicri 1181) inşa edilmiştir. İç mekanda bitkisel ve geometrik motifli süslemeler ve mimari tasvirlerden oluşan duvar resimleriyle estetik açıdan zengin bir görünüme sahip olan cami 18. yüzyılın ikinci yarısında Anadolu’da gelişen resim sanatının yansıtıldığı nadide örneklerdendir.Dikdörtgen planlı olan caminin tavanı ve ahşap direkleri görülmeye değer zengin kalem işi süslemelerle bezenmiştir. Türk ahşap, süsleme ve oyma sanatının özenle bir arada kullanıldığı cami tavan, kemer, sütun işlemeleri ile göz doldurmaktadır.

    Serbanşah (Savranşah) Cami 

    Çivril ilçesinde bulunan Serbanşah (Savranşah) Cami, giriş kapısında bulunan kitabeden anlaşıldığı üzere Ömer Ağa adlı kişi tarafından 1882 (Hicri 1298) yılında inşa edilmiştir. Uzunlamasına dikdörtgen planlı olan cami vitraylı pencereleri, ahşap yapıları, bitki motifleri ve el işi süslemeleriile dikkat çekmektedir. Dış yapısı oldukça sade ve gösterişsiz olan caminin iç mekanı şaşırtıcı incelikte süslenmiştir. Yeşil ve mavi tonları, kahverengi, kırmızı ve siyah renkli süslemelerin bulunduğu Savranşah Cami’nin duvar panolarında dini öneme sahip kişilerin isimleri ve bitki motifleri yer almaktadır.

    Cevher Paşa Cami 

    Denizli-Muğla karayolu üzerindeki Tabae Ören Yeri içinde bulunan Cevher Paşa Cami diğer kalemişi camiler gibi dikdörtgen planlı olup minaresi kesme taşla kaplıdır. Mihrabı bitkisel motiflerle, kare ve daire şeklindeki duvar panoları yazı ve bitkisel geometrik desenlerle süslenmiştir. Caminin kırma çatısı Marsilya kremiti ile kaplanmıştır. Osmanlı döneminin 19 yüzyılına ait ahşap destekli kalem işi süslemeli camilerin güzel bir örneğini oluşturur. 

    Karahayıt ve Yenicekent Kaplıcaları 

    Antik Çağlardan günümüze dek sağlık ve şifa sunan termal kaynaklar, Lykos (Çürüksu) Nehri ile Büyük Menderes Nehri’nin sularıyla hayat bulmaktadır. Pamukkale ilçesi, Karahayıt Kaplıcaları’nda bulunan termal sular ve termal çamur birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. İçinde bulunan maden oksitleri nedeniyle kırmızı, yeşil ve beyaz renkli tabakalar oluşturan termal su kaynağı ilginç bir görünüme sahiptir. Yılın her döneminde ana kaynağından çıkan termal suyu ve termal çamurun sıcaklığı 58ºC olup zengin mineral içeriği açısından eşsiz bir sağlık kaynağıdır. Pamukkale’deki beyaz renkli travertenlerden farklı olarak kendine özgü kırmızı traverten görüntüsü ile Denizli’de görülmesi gereken yerler arasında yer almaktadır.

    Günümüzde Buldan ilçesinde yer alan Yenicekent Kaplıcaları olarak bilinen bölgede, Tripolis Antik Kenti döneminde termal su kaynaklarından tedavi amaçlı yararlanılmıştır. Kaplıcaların şifalı termal suları kalp hastalıkları, tansiyon, romatizma, göz, raşitizm, felç, sinir hastalıkları ve cilt hastalıklarını tedavi edici özelliğe sahiptir.Özellikle termal çamur banyosuyla alınan tedavi cildi gençleştirici ve yenileyici özelliğiyle ilgi görmektedir.

    Honaz Dağı Milli Parkı

    Ege Bölgesi’nin en yüksek noktası olan Honaz Dağı dik yamaçları, şelaleleri, zengin flora ve faunası, jeolojik özellikleri bakımından eşsiz bir yere sahiptir. Milli Park ise, Pamukkale ve Serinhisar ilçeleri sınırları içinde yer alan Honaz Dağı ve çevresinden oluşur. Ormanlarla kaplı olan dağın yamaçları özel iklim koşullarına sahip olması nedeniyle zengin bitki çeşitliliği göstermektedir. Kızılçam, karaçam, meşe ve ardıç yaygın olmak üzere birçok endemik bitki türüne rastlanmaktadır. Dünya’da sadece Honaz Dağı’nda yetişen üç adet bitki türü; Ballıbaba, Sığırkuyruğu ve Safran tespit edilmiştir. Ayrıca yaban keçisi, yaban domuzu, porsuk, tilki, tavşan ve sansar gibi hayvan türleri, ötücü ve yırtıcı farklı kuş türleri görülebilmektedir. Milli Park sınırları içerisinde Büyük Frigya’nın en önemli merkezlerden biri olan Colossae  Antik Kenti bulunmaktadır. Honaz Dağı Milli Parkı, yamaçları ve şelaleleri ile doğa yürüyüşlerine, bisiklet turlarına ve kamp yapmaya oldukça elverişlidir.

    Pamukkale’de Gün Batımı, Balon Turu ve Yamaç Paraşütü

    Tarihin en görkemli şehirlerinden olan Hierapolis Antik Kenti’nin kurulmasını sağlayan Pamukkale’nin şifalı termal suları katmanlı yapısı ile eşsiz bir güzelliğe sahiptir. Beyaz travertenlerin oluşturduğu bulutsu görüntü gün batımında farklı renklere bürünmektedir. Bu muhteşem doğal güzelliği balon turu ile kuş bakışı seyretmek ve yamaç paraşütü ile antik kentin üzerinden iniş yapmak ise ayrı bir keyif kaynağıdır. Doğanın sanatını konuşturduğu, Hierapolis’in görkemli görünümü ile karşımıza çıktığı Pamukkale’de bu benzersiz deneyimi yaşamak gerekir.

    Renkli Buldan ve Babadağ Evleri

    Antik dönemlerden beri dokumacılığın yapıldığı,Türkiye’nin dokumacılık ve tekstil ürünleri alanında en önemli merkezlerinden olan Buldan ilçesi renkli mimarisi ve sokakları ile görülmeye değer yerler arasındadır. İlçenin dokumacılık alanındaki kültürel birikimi şehrin mimarisine ve kent estetiğine de yansımıştır. Osmanlı döneminde dokumacıların kullandığı evlerin alt katlarında atölye ve tezgahlar bulunurdu. Bu nedenle, geleneksel dokumacılık kültürü yıllarca devam etmiş ve özgünlüğünü koruyan bir şehir dokusu ortaya çıkmıştır. Buldan evlerinin ortak özellikleri, genellikle cumbalı ve geniş saçaklı olmaları, kerpiç ve ahşap malzemenin birlikte kullanıldığı yapılar olmalarıdır. Bu yapıların en önemli özelliklerinden biri de, birbirlerinin manzaralarını engellemeyecek şekilde ve yamaç ev yapılanmaya uygun şekilde inşa edilmeleridir. Buldan evlerinde görülen ahşap ustalığı ve ağaç işlemeciliği halk kültürünün özgün motiflerini yansıtmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı Dönemi şehir dokusunu yansıtan, aynı zamanda Cumhuriyet Dönemi mimari üslubunun bir arada görülebildiği Buldan evleri Türkiye’nin önemli kültürel varlıkları arasındadır. Restorasyon çalışmaları sonucunda daha estetik bir görünüm kazanan tarihi Buldan evlerinin bulunduğu bölge Kentsel Sit Alanı olarak koruma altına alınmıştır. 

    Denizli’nin Babadağ ilçesi ise hem doğal güzellikleri hem de şehir dokusu ile dikkat çekmektedir. Buldan gibi dokumacılık kültürünün geliştiği, 1950’li yıllarda el tezgahları ile önemli bir tekstil üretimi kapasitesi olan Babadağ’ın tarihi evleri de şehre ayrı bir değer katmaktadır. Rengarenk tarihi evlerin altındaki tahta atölyelerden çekiç sesleri duyulurken şehrin sokaklarında nostaljik bir yolculuk yapmak mümkün. 

    Çardak Acıgöl Kuş Gözlem Evi

    Denizli ile Afyonkarahisar illeri arasında kalan, Denizli’nin Çardak ilçesi yakınlarında yer alan Acıgöl, birçok kuş türü için üreme, göç ve kış dönemlerinde önemli bir sulak alan özelliği taşımaktadır. Kış dönemlerinde sayıları azalmakla birlikte yılın on iki ayında farklı kuş türlerini gözlemlemek mümkündür. Acıgöl, flamingo, meke, yaban kazı, yaban ördeği, turna gibi 200’ün üzerinde yabani kuş türünün üreme ve çoğalma bölgesidir. Dünya ölçeğinde nesli tehlike altında olan bazı kuş türlerini de barındırmaktadır. Gölün sodalı ve tuzlu olan iç kesimlerinde yaşayan  flamingolar, pembe renkli görünümleri ile göl üzerinde eşsiz kareler sunmaktadır. Fotoğraf severler Mayıs ile Ekim ayları arasında flamingoları fotoğraflayabilirler. Ziyaretçilerin Acıgöl’deki farklı kuş türlerini gözlemleyebilmesi için, Denizli’nin tek havalimanı olan Uluslararası Çardak Havalimanı’nın hemen yakınında olan Gemiş Kasabası sınırlarında Kuş Gözetleme Kulesi bulunmaktadır. Ayrıca doğa sporlarıyla ilgilenenler için gölün güney doğusunda dağlar ve yaylalar bulunmaktadır.  

    Şifalı ve Kükürt Kokulu Kaklık Mağarası

    Denizli merkezine 30 km. uzaklıkta Honaz ilçesinde yer alan Kaklık Mağarası damlataşı sarkıtları ve dikitleriyle özgün bir görünüme sahiptir. Pamukkale travertenlerine benzer biçimde traverten basamaklarına sahip olması nedeniyle Küçük Pamukkale veya Mağara Pamukkale olarak da adlandırılmaktadır. Mağara içinde bol miktarda termal su bulunmaktadır. Berrak, renksiz ve kükürt kokulu olan termal su bazı cilt hastalıklarına şifa vermektedir. 

    Damlataşı Ormanını Andıran Keloğlan Mağarası 

    Dodurgalar Keloğlan Mağarası Denizli’ye 60 km. mesafedeki Acıpayam ilçesinin 18 km. doğusunda, Mallı Dağı’nın doğu yamacında yer alır. Yatay olarak gelişmiş fosil bir mağara olan Keloğlan Mağarası 145 metre uzunluğundadır. İçinde bol miktarda sarkıt, dikit, sütun, örtü damlataşları bulunması nedeniyle mağara damlataşı ormanını andıran görsel bir şölene dönüşmüştür. 

    Çameli Emecik Kanyonu 

    Çameli İlçesine bağlı Emecik ile Cevizli Mahalleleri arasındaki dağlık bölgede bulunan Emecik Kanyonu,doğal bitki örtüsü, berrak suları ve yaban hayatı ile doğa sporu tutkunlarının dikkati çekmektedir. Sıcak havalarda serin suları ile ilgi gören kanyon derin ve dar vadilerden oluşur. Kanyonun girişi 2 metre genişliğinde, toplam uzunluğu ise 14 km’dir. Kanyonun içinde irili ufaklı birçok şelale ve akarsu bulunmaktadır. İlkbahar ve sonbahar aylarında yerel yönetimler tarafından düzenlenen rafting organizasyonlarına katılarak farklı bir doğa deneyimi yaşamak mümkündür.

    Acıpayam Kanyonu

    Acıpayam’a bağlı Benlik ve Olukbaşı Mahalleleri içinde yer alan Acıpayam Kanyonu, yakın zamanda keşfedilerek turizme açılmıştır. Doğal yapısı iyi korunmuş olan kanyonun yaklaşık 50 metre yüksekliğe sahip dev kayalıklarından akan soğuk ve berrak suları yaz aylarında büyük keyif vermektedir. İçinde tarihi değirmenlerin de bulunduğu kanyonun bazı bölgelerinde birikintiler oluşturan suyun masmavi rengi denizi andırmaktadır. Yaban hayatı ile de dikkat çeken Acıpayam Kanyonu yürüyüş ve tırmanış aktivitelerine meraklı olanlar ve karavan turizmi ile ilgilenenler için elverişli bir doğal güzelliktir.

    Çivril Işıklı Göl Su Kuşları Koruma Alanı

    Çivril Ovası’nda yer alan Işıklı Göl, taşıdığı potansiyel nedeniyle Su Kuşları Koruma Alanı olarak kabul edilmiştir. Su kuşları için önemli bir yaşam alanı olan bölgede balıkçıl türleri, boz kaz, deniz kartalı, saz delicesi, kızıl şahin, uzunbacak, sumru türleri gibi birçok önemli su kuşları görülebilmektedir. Eko turizm açısından önemli bir yere sahiptir. Tatlı su balıkçılığı yapılan gölde sazan, turna ve kadife balıkları yetişir ve civardaki restoranlarda sunulur.

    Kartal Gölü ve Karaçam Ormanı Tabiatı Koruma Alanı 

    Beyağaç ilçesinin güneyindeki Çiçekbaba Dağı’nın zirvesinin kuzeye bakan yamacında yer alır. Türkiye’nin en yaşlı karaçam ormanının bulunduğu Kartal Gölü ve çevresi koruma alanı olarak ilan edilmiştir. Oldukça zengin bitki florasına sahip göl ve ormanlık alan doğaseverleri kendine çekmektedir. Göl çevresinde anıt ağaç özelliği taşıyan yaşlı ağaçlarının bulunmasıyla nadir orman ekosistemine sahiptir. Buzul vadisinin de bulunduğu Kartal Gölü çevresinde alpin bitki örtüsü hüküm sürer, bu nedenle çayır ve mera bitkileri açısından da zengindir. Kartal Gölü, özgün ve eşsiz doğal güzellikleri nedeniyle Tabiatı Koruma Alanı olarak ayrılmıştır.

    Buldan Süleymanlı (Yayla) Gölü 

    Buldan ilçesi sınırlarında yer alan Süleymanlı Yaylası civarında bulunan Süleymanlı Gölü’nün suları tatlıdır. Göç eden kuşların kısa süreli konaklama yeri olan gölde,yaban ördeği ve leylek gibi kuş türlerinin yanında sazan ve yayın balığı da görülebilmektedir. Göl çevresinde yabani tavşan, domuz, oklu kirpi, porsuk, yeşilbaş ördek, ak pelikan, sakar meke gibi yabani hayvanlara sık rastlanmaktadır. Nilüfer de dahil olmak üzere bazı sucul bitki türlerine sahip olması, endemik bitki türlerini barındırması nedeniyle önemli bir ekosistem işlevi görür. Süleymanlı Gölü ve çevresi kamp severlere ve kara avcılığı ile ilgilenenlere uygun ortam sunmaktadır. 

    Güney Şelalesi

    Denizli’nin üzüm bağları ve şarap üretimi ile dikkat çeken Güney ilçesinde yer alan Güney Şelalesi doğal güzelliği bakımından görülmeye değer yerler arasındadır. Denizli’ye 70 km uzaklıktaki bu saklı cennet, Büyük Menderes Nehri’ne yaklaşık 20 metre yükseklikten yavaş yavaş dökülen sularıyla enfes güzellik sunmaktadır. Şelale suyunun kireçli olmasından dolayı şelale yatağında kalker basamaklar ve çeşitli doğal oluşumlar mevcuttur. Doğanın muhteşem ahengi içinde, yeşil yosunlar üzerinden akan su damlaları yıllar içerisinde sarkıt ve dikitleri olan Damlataş Mağarası oluşturmuştur. Güney Şelalesi civarında doğayla iç içe huzurlu bir yenilenmeyi ya da bisiklet turlarına katılarak daha aktif bir tatil deneyimini tercih edebilirsiniz.

    Sakızcılar Asmaaltı Şelalesi (Ağlayan Kaya)

    Denizli’nin Çal ilçesinde bulunan bölgede birçok şelale bulunmakla birlikte, Sakızcılar Asmaaltı Şelalesi doğal güzelliği ile mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer alır. Suların kayaların üzerinden dökülerek akması nedeniyle Ağlayan Kaya olarak adlandırılan şelale, 30 metre yükseklikten akmaktadır. Şelalenin soğuk sularında yetişen alabalıkların tadına mutlaka bakılmalıdır. Doğal alabalık havuzları ve yetiştirdiği kümes hayvanları ile ilgi çeken ve şelale civarında kiremitte ve ızgarada alabalık veya kümes hayvanlarını tadabilirsiniz.

    Yatağan Kefe Yaylası

    Anadolu’ya ilk gelen Oğuz Boylarının yerleşim yerlerinden birisi olan Yatağan kasabasına 5 km. mesafede olan Kefe Yaylası, Yatağan ile Honaz ilçesinin bazı köylerini birbirine bağlayan asfalt yol üzerinde yer alır. 1100 metre rakımlı yaylada karaçam, kızılçam ve ardıç ağaçları bulunmaktadır. Yaylanın temiz havası ve bol oksijeni, huzuru ve sakinliği, sosyal olanakları ile doğaseverler tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Yatağan kasabasının bıçak üretimindeki önemi nedeniyle her yıl Ağustos ayında Yatağan Bıçakçılık ve Kefe Yaylası Şenlikleri düzenlenmektedir. 

    Topuklu Yaylası

    Etrafındaki heybetli ağaçları, havası, soğuk ve kaliteli içme suyu kaynakları ile dikkat çekmektedir. Günübirlik piknik ve çadırlı kamp için uygun bir alandır. Beyağaç ilçe merkezine 20 km. uzaklıkta bulunan Topuklu Yaylası yaklaşık 1700 metre rakımlıdır. Yaylanın batısındaki tepelerden Gökova Körfezi’ni ve yaz aylarında gün batımını seyretmek büyük keyif verir. Yaylanın yemyeşil düzlükleri ve serin havasında her yıl Haziran ayında şenlikler düzenlenmektedir.

    Çameli Dağ Bisikleti Maratonu ve Yamaç Paraşütü

    Batı Akdeniz ve Güney Ege bölgesi arasında yer alan Çameli’nde her yıl Ağustos ayında düzenlenen Uluslararası Çameli Dağ Bisikleti Maraton Şampiyonası (XCM) bölgenin doğal güzelliklerini keşfetmek için eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Uluslararası Bisiklet Birliği (UCI) ve Türkiye Bisiklet Federasyonu kuralları çerçevesinde düzenlenen maraton yarışında uluslararası ve ulusal kategorilerde uzun ve kısa parkurlar katedilmektedir. Çameli merkezindeki Taş Konakları’ndan başlayıp Elmalı köyünde sona eren bisiklet maratonu boyunca bazen asfalt zeminde bazen arazi yolu ve taşlık zeminde pedal çevirerek bisiklet sporunun farklı hislerini yaşayabilirsiniz..

    Doğa sporları olanakları ile ilgi çeken Çameli, Yaylacık Dağı’nda bulunan yamaç paraşütü pisti sayesinde birçok şampiyonaya ev sahipliği yapmaktadır. 2150 metre yüksekliğindeki Yaylacık Dağı, Denizli-Fethiye karayolu güzergahında olup Fethiye’ye daha yakın konumdadır. 1500 metre ile 1800 metre yükseltisinde çam, sedir ve ardıç ağaçları ile örtülü dağın dört tarafı yamaç paraşütü ile uçmaya elverişlidir. Konumu itibariyle, amatör ve profesyonel yamaç paraşütçülerine ve delta kanat sporcularına güvenli ve keyifli uçuşlar sağlamaktadır. Paraşüt atlayışının verdiği adrenalin ve heyecan hissini yaşarken, Çameli’nin zengin bitki örtüsünü, temiz havasını ve doğal güzelliğini keşfetmek ise ayrı bir deneyimdir.

    Denizli Kayak Merkezi (Bozdağ)

    Denizli, dağların denize dik konumunda uzanmasından dolayı denizden gelen rüzgarlara açık durumdadır. Ilıman iklime sahip Ege Bölgesi sınırlarında bulunmasına rağmen bazı yerlerinde karasal iklimin etkileri hissedilir. Denizli’nin Honaz Dağı, Karcı Dağı, Babadağ ve Bozdağ gibi dağları yamaç eğimi ve aldığı kar yağışı ile kayak potansiyeline sahiptir. Tavas ilçesine 39 km uzaklıkta bulunan ve Batı Anadolu’nun en büyük kayak merkezi olan Denizli Kayak Merkezi (Bozdağ) doğal pistleri ile dikkat çekmektedir. 2419 metre yükseklikteki Bozdağ’da Aralık ile Nisan ayları arasında kayak sporu yapılabiliyor. Kar kristal yapısı ile kış sporlarına oldukça elverişli olan Bozdağ’ın pistlerinde yüksek yamaçlardan teninize vuran bembeyaz karların esintisi ile farklı bir deneyim yaşayabilirsiniz. Yaz aylarında ise yayla turizmi yapılan yamaçlarda serin havanın tadını çıkarabilirsiniz.

    Çameli’deki Eviniz

    Çameli Taş Konaklar, Denizli’ye 110 km uzaklıkta, Çameli ilçesinde doğayla iç içe sakin ve huzurlu bir tatil yapmak isteyenlerin yeni adresi konumundadır.

    Tesiste birbirinden bağımsız müstakil taş konaklar bulunmakta olup; konakların hepsi farklı şekilde otantik öğeler kullanılarak dizayn edilmiştir. Konakların bulunduğu yerleşke içerisinde restoran, hamam, sauna, yüzme havuzu; yerleşke etrafında ise bisiklet, trekking alanları mevcuttur. Her detayın düşünüldüğü Çameli Taş Konaklar, tatilini unutulmaz bir anıya dönüştürmek isteyenler için alternatif bir lokasyondur.

    Çal Kısık Kanyonu

    Geçmiş dönemlerde büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış Büyük Menderes Vadisinde bulunan Çal Kısık Kanyonunda Bizans ve Roma döneminden kalan mezarların olduğunu, dağ ve doğa yürüyüşleri ile rafting yapabileceğinizi biliyor muydunuz? Harika manzarası ile ziyaretçilerini büyüleyen Kısık Kanyonunu hala görmediyseniz sizi Çal’a davet ediyoruz.

    Teleferik ve Bağbaşı Yaylası

    Yılın dört mevsimi ilgi gören Denizli Teleferik ve Bağbaşı Yaylası, ziyaretçilerine 1400 metre rakımda serinlemenin keyfini yaşatır. Bağbaşı Yaylası'na çıkan vatandaşlar gönüllerince zaman geçirmenin yanı sıra burada bungalov evlerde ve çadırlarda konaklama imkânı bulmaktadır. Yayla turizminin merkezlerinden biri olan tesis, özellikle şehir dışından gelen misafirlerin tercihi olması ile dikkat çeker. Bungalov ev, yörük çadırı, restoran, piknik alanı gibi tesislere sahip;  doğa ile iç içe ortamlarda vakit geçirmelerini sağlayan Teleferik ve Bağbaşı Yaylası’nda kurulan tırmanma ve atlama kulesi ile macera parkuru, farklı bir gün geçirmek isteyen herkesin uğrak yeridir. Yayla havası alarak doğa ile iç içe ve yöresel tatların da keyfini çıkarabileceğiniz keyifli bir lokasyondur.

    Seyir Tepesi

    Türkiye’nin en büyük tematik kent ormanı olan ve harika Denizli manzarası sunan Seyir Tepesi, kafe ve restoranları, oturma ve piknik alanları, kamp alanları, gençlik vadisi, macera parkuru, zipline ve dağ kızağı, kaykay parkurları, çocuklar için oyun alanları ve 35 metre yüksekliğinde şelalesi ile ailece keyifli vakit geçireceğiniz bir yerdir. Pamukkale Üniversitesi’nin ve Çamlık Parkı’nın hemen ilerisinde bulunan Seyir Tepesi, şehir merkezine yakınlığı ile dikkat çekmektedir.